27 Ağustos 2022

KDK FM-144 10SX RII VHF ARAÇ TELSİZİ (1977)

KDK FM-144 10SX RII VHF MOBILE (1977)



Nisan ayında bir amatör telsizcilik derneğinin düzenlediği bit pazarında, bir amatörün sattığı malzemeler arasında eski, ön yüzü krom çerçeveli bir CB telsiz gördüm. Yaklaşınca, halk bandı değil, amatör frekanslar için yapılmış bir VHF mobil telsiz olduğunu anladım. Yanında da bir telefondan söküldüğü anlaşılan bir tuş takımı vardı. Tanımadığım bir markaydı. Fakat güzel bir tasarımı vardı. Fiyatını sordum, "10 dolar" yanıtını alınca "en azından kasasını ve düğmelerini başka bir proje için kullarınım" diye düşündüm, alacağımı söyledikten sonra merakım ağır bastı, cihazın sorununun ne olduğunu öğrenmek istedim. Satan beyefendi "alma yok" cevabını verdi. O gün aldığım diğer eskilerle birlikte onu da kutuya attım, eve döndüm.


İlk inceleme...

Zaman bulunca Internet'te biraz araştırdım. Meğer bu cihaz bir KDK FM-144 10SX RII imiş. (bu model adını nereden bulmuşlar bilmiyorum, pazarlama bakımından bir tür intihar...) KDK, Kyokuto Denshi Ltd. adlı bir Japon şirketi. Bugün artık piyasada olmasa da özellikle havacılık elektroniği ve haberleşmesinde iyi tanınan, yenilikçi ve ürünleri kaliteli bir firmaymış. 

Cihazla beraber gelen tuş takımına gelince, tahmin etmiş olduğum gibi DTMF tonları göndermek için yapılmıştı. Bir zamanlar VHF röleler revaçta ve birçoğu da telefon şebekesine bağlı iken telsiz üzerinden -frenkanstaki herkes dinleyebiliyor olsa da- istediğiniz aboneye ulaşmak mümkünmüş. Diyelim 1982 yılındasınız, aracınızdan evinizi aramanın ne kadar havalı bir şey olduğunu düşünün! Ayrıca acil durumlar için de kesinlikle çok yararlı bir olanak. Nitekim bu DTMF kutusunun üzerinde de polis, itfaiye gibi resmi hizmetlerin telefonlarının yazılı olduğu (tabii ki daktilo ile) bir kağıt parçası yapıştırılmıştı.


Squelch Tales Bülteni Ocak 1978: Büyük markaların arasında KDK da var



QST Ekim 1977 sayısından bir ilan. FM-144 ve  
50 MHz'lik kardeşi,  FM-50


Ham Radio Dergisi Aralık 1977 sayısından bir ilan:
 KDK'lar indirimde(!)


Yukarıda alıntıladığım ilandan KDK FM-144'ün özelliklerine bakabilirsiniz, ben sadece bazı noktaların altını çizeceğim çünkü bu gerçekten de zamanı için ileri teknolojiler barındıran bir telsiz:
  • FM-144 büyük bir yenilik olarak, kristalli değil, sentezörlü (PLL) ve üstelik 5 kHz'lik adımlarla frekansı değiştirebiliyor. O zaman için Icom IC-230 dışında bu tip bir sentezörlü cihaz piyasada yok, IC-230 da ancak (modifikasyonla) 15 kHz'lik adımlara izin verebiliyor. VFO 144-148 MHz arası 4 MHz'lik bir aralıkta sinyal üretebiliyor.
  • PLL ksımındaki diyotları belli bir şekilde bağlayarak elde ettiğiniz tek bir "kanal hafızası" var. Bendekinde bu K.Amerika VHF acil durum simpleks frekansı olarak bağlanmış, değiştirmedim.
  • Cihaz faz modülasyonu (PM) kullanan rakiplerinin birçoğunun aksine, gerçekten frekans modülasyonu (FM) kullanıyor (teoride daha iyi ses kalitesi...).
  • 6 haneli dijital frekans göstergesi var.
Bu ve yukarıda okuyabileceğiniz diğer özellikleri günümüz koşullarında belki olağan kalabilir ama 70'lerin son için hiç de öyle değil. Nitekim perakende satış fiyatı 500 amerikan dolarına yakın bir cihazdan söz ediyoruz. O zamanki indirimli fiyatı olan 389 dolar, bugün 1900 küsür dolar yapıyor! 

Hem bu bilgileri edinip, hem de forumlarda bu telsizi kullanmış olan bazı amatörlerin övgülerini görünce (30 yıldır kullanıyor olduğunu söyleyen vardı), cihazı kasası için parçalamak fikrinden uzaklaştım. Devre şemasını indirdim, incledim. İçini açıp bariz bir sorun var mı (yanmış parça, vb.) diye baktım, sonra da gerilim verdim. İlk fark ettiğim şey, squelch'i açıp kapattıkça, alma (RX) led'inin ışığının yanıp söndüğü oldu. Potu saat yönüne çevirdikçe olması gerektiği gibi alma led'i bir noktada sönüyordu, bu da bana en azından birşeylerin çalıştığını söylüyordu. 

Cihazı satan amatörün belirttiği gibi, ses gelmiyordu. El kitabı ve şemaya tekrar baktım. "Harici hoparlör takılmadığı zaman ses çıkışı sağlamak için kasanın arka yüzündeki DIN konnektörün 1 ve 4 nolu soketleri kısa devre ediniz" diye bir açıklama vardı, şemada da aynı şey fark ediliyordu). Bunu yaptım, sonra elimdeki bir hoparlörü yine arkadaki 3.5mm'lik sokete bağladım. Squelch potuyla oynamamla birlikte hoparlörden ses geldi! Hemen cihazı bir simpleks frekansa ayarladım. Anten niyetine bir kablo parçası bağlayıp, el cihazımla aynı frekansta gönderme yaptım. Cihaz gayet güzel alıyordu, yalnızca ses biraz çatlak ve boğuktu. Bunu bir kenara bırakıp gönderme testine geçtim. Evet, el telsizimden kendimi duyuyordum, gönderme de çalışıyordu!

Böylece iş-güç, vb., aralıklı çalışmalarla yaklaşık 4 ay sürecek bir ayağa kaldırma süreci başladı. Saptamalarım şunlardı:
  • Dahili hoparlörden ses gelmiyordu
  • Hem almada, hem göndermede ses boğuktu
  • Çıkış gücü ayarı işlemiyordu (cihaz hep yüksek güçle gönderme yapıyordu)
  • 100 kHz ve 10 kHz'lık adımları değiştirmek için kullanılan eşeksenli döner switch'ler sıkışmıştı

KDK FM-144'ün şeması

Önce dahili hoparlörden neden ses gelmediğini anlamaya çalıştım ve hoparlörden ses entegresine kadar olan yolu izlemek üzere cihazı açtım. İşim kolaydı çünkü dışarıdan hoparlör takıldığında gayet kuvvetli ses geldiğine göre ses tümleşik devresinde (TA7204) sorun yoktu. İçeriden kasanın arkasına baktığımda dış ses bağlantısının daha önce görmediğim biçimde bir konnektörle yapılmış olduğunu gördüm (3.5mm) İnceleyince anladım ki, buna fiş takıldığında içteki hoparlörün bağlantıları ayrılıyor. Fakat herhalde uzun süre harici hoparlörle kullanıldığından, kontaktlar eğrilmiş ve ayrılmış olarak kalmış (bükerek eski haline getirmenin de yararı yok, tekrar fiş girildiğinde eğrildiği gibi kalıyor). Tabii cımbızla bağlantı sağlayınca ses tekrar geldi. Bu konnektörü yeni tip bir konnektörle değiştirince ilk sorun çözülmüş oldu.

"Kabahatli" eski konnektör

Yeni konnektör, aynı eskisi gibi,
fiş sokulunca dahili hoparlörü mekanik olarak devreden ayırıyor


Ardından bir amatör arkadaştan yardım istedim. Simpleks frekanslarda biraz görüşme yaparak cihazın sağlıklı çalışıp çalışmadığını anlamaya çalıştık. İki gözlemimiz oldu, birincisi mikrofon giriş düzeyini ayarlayan potansiyometre ile ne kadar uğraşırsam uğraşayım, sesimin dinleyen tarafa çok zayıf gelmesiydi. İkincisi de cihazdan gelen sesin bozulmaya uğruyor olduğuydu. Ayrıca alma ve gönderme plaketlerine bakarken ses entegrelerinin (TA7024 ve TA7061) etrafındaki birkaç kondansatörün değiştirilmiş olduğunu fark etmiştim. Birisi daha önce cihazı onarmaya çalışmıştı. 

Şemayı inceledikten sonra bu entegrelere bağlı diğer kondansatörleri de değiştirmeyi düşündüm. Sonra cihazın 50 yaşında olduğunu anımsayarak, tüm elektrolitik kondansatörleri yenilemeye karar verdim, büyük olasılıkla hepsi kurumuştu. Çin'den ısmarladığım ucuz bir elektrolitik kondansatör setiyle bu konu halloldu. Zaten değerlerin çoğu 10 µF, 22µF gibi standart değerlerdi. Yalnızca biraz zaman aldığını söyleyebilirim. Plaketlerin kablolarını ayırmadan ve kutudan tam olarak çıkarmadan iş yaptığım için olay biraz "dar alanda kısa paslaşmalar" halini aldı ve birkaç akşam sürdü. Ayrıca hazır başlamışken, DC güç plaketindeki kondansatörleri de yeniledim. 

Ön taraftaki plaket verici, arkada dik duran alıcı,
 ters (alt) tarafta da arkada DC güç plaketi var


Değişim sonrası: Tüm eski (gri) sığalar gitmiş...



Toplamda sanıyorum 60 küsür parça değişti fakat arkadaşımla yaptığımız testlerde farkı hemen gördük. Sesteki bozulma yok oldu, benim sesim de karşıya gider oldu. Tabii elimde bir FM sapma ölçer olmadığı için, sapma ayarını diğer amatör arkadaşın kulağına emanet ettim. Daha sonra birkaç defa el telsizinden kendimi dinleyerek de bir bozulma oluşup oluşmadığına baktım. Bir sapma ölçer bulursam, bu ayarı tekrar yapacağım. Genel olarak dinleyen diğer amatörler herşeyin yolunda olduğunu fakat sesimin yeni cihazlara göre biraz daha metalik olduğunu söylediler. Bunun 50 yıl öncesinin teknolojisi için normal olduğunu düşünüyorum.

Üçüncü konu, çıkış gücünü ayarlanabilir hale getirmekti. El kitabının belirttiğine göre, mikrofonun üzerindeki anahtar, gücü düşük (1W) ya da yüksek (10W) olarak ayarlamalıydı ama bendeki cihazda anahtarın konumunu değiştirildiğinde bir fark oluşmuyordu. Güç hep yüksek kalıyordu. Şemayı izledim, anahtar, RF çıkış katına giden DC gerilimi (ve akımı) düşürmeye yarıyordu. DC güç plaketindeki bir potansiyometre ile de düşük güç seviyesini ayarlamak mümkün oluyordu. Bu potansiyometre ile oynamak fayda etmeyince mikrofonu açtım ve gördüm ki, ilgili devre yolundan gelen kablo anahtara lehimli olduğu yerden kopmuş, dolayısıyla anahtarın konumu değişince o hat toprağa bağlanmıyor, potansiyometrenin de bir işlevi kalmıyordu. Kabloyu anahtara lehimleyince güç düştü. 







Daha sonra Türkiye'den kendi güç ölçerimi getirince çıkış seviyesini de ölçtüm ve ayarları tekrar yaparak şu şekilde bıraktım: Yüksek: 5.5 W (2 A), düşük 0.5 W (1.3 A). Bu arada belirteyim, cihaz alma sırasında da 650 mA kadar akım çekiyor. Günümüzün telsizlerine çok enerji harcadığını söylemek yerinde olur... Şimdi, cihazın özelliklerine bakarsanız çıkış gücünün 10 W olabilmesi gerekiyor ama ben 5,5-5,7 W'tan daha yüksek güç elde edemedim. Aslında verici plaketindeki trafoların kurcalanmış olduğundan kuşkulanıyorum ama el cihazımdan biliyorum ki erişmek istediğim bütün rölelere bu kadar güçle de erişebileceğim. Bir de 50 yıllık transistörleri 3-5 W için daha fazla yormak istemedim. O yüzden yüksek güç düzeyini olduğu yerde bıraktım, düşük gücü de yarım Watt'a düşürdüm, o kadarı bile yetiyor (yine de bir gece ansızın cihazı açabilirim, amatörüm sonuçta).

Bütün bunlarla uğraşıp sonuçlardan tatmin olduktan sonra detaylı temizliğe giriştim. Yalnızca kasadan söz etmiyorum. Ön paneli de söktüm, erişebildiğim tüm anahtar kontaktlarını Deoxit ile temizledim. Eşeksenli iki döner anahtarın yay ve bilyalarını, ve de şaftlarını teflon gres ile yağladım, sıkışmışlıklarını giderdim. Ayrıca S-metreyi de tekrar ayarlamaya çalıştım, onun da ayar potansiyometresi kurcalanmıştı. S-metrenin gönderme sırasında çıkış gücünü göstergesi olarak çalıştığını da ekleyeyim. Ayarladıktan sonra hem alma hem de göndermede daha makul rakamlar göstermeye başladı.

Bütün bu işlemler bitince, hem yakışıklı, hem klasik (ve kendi kuşağının iyilerinden) güzel bir VHF mobil telsize kavuşmuş oldum. Sadece simpleks görüşme yapabilecek olmanın coşkusu da bir başkaydı (!) Evet, ne sanmıştınız? Tabii ki sadece simpleks, cihazda -/+ 600 kHz kayma özelliği var ama Montreal'deki hiçbir röleyi CTCSS ton olmadan tetikleyemiyorsunuz ki :)

Konu orada kaldı mı peki? Hayır. Yalnızca beni bir sonraki projeye itti: Arduino ile CTCSS üreteci... 

Azmin elinden ne kurtulmuş ki?